Konuğumuz İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Doç Dr. Yüksel Demir ile, koordinatörlüğünü yürüttüğü Türkiye Antarktika Araştırma Üssü Çalışma Grubu'nu konuştuk. Demir'in bir mimar olarak Antarktika'ya ilgi duyması ve orada bir araştırma üssü kurulması için girişimleri başlatması, beş yıl önce Türkiye'deki bir çevre duyarlılık merkezi projesi için kendisiyle görüşülmesi ile başlamış.
"Dünyanın sigortası" dediği Antarktika'daki buzulların erimesi halinde dünyadaki suyun 70 ila 100 metre yükseleceğini aktaran Demir, geleceğimize sahip çıkmak için Antarktika'dan öğreneceklerimizin önemini vurguluyor. Antarktika deneyimini bir zaman makinesine binerek "insan öncesi" zamana gitmeye benzetiyor ve insan etkisinden arındırılmış bir doğa parçasında araştırmaya, paylaşıma, müzakereye ve barışa adanmış bu ortamın, dünyada çatışmalar ve yıkım sürerken yeni yaşam tahayyülleri yarattığını düşünüyor. John Lennon'ın "Imagine" (Hayal et) parçasında söz ettiği rüyasının Antarktika'da mümkün olabileceğine inanıyor.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi (PolRec) eş güdümünde yürütülen Antarktika Araştırma Üssü Çalışma Grubu, 2017 yılından itibaren Antarktika'ya üç sefer gerçekleştirmiş ve Horseshoe Adası'nda kurulacak üssün hazırlıkları sürüyor. Demir, sanatçılara, düşünce insanlarına, sporculara, bilim insanlarına çağrıda bulunarak değerli katkılarını beklediklerini iletiyor.
Yüksel Demir'in Açık Radyo dinleyicileri için iki de belgesel önerisi var: Luc Jacquet'nin yönettiği "Buz ve Gökyüzü" (La Glace et le Ciel, 2015) ve Werner Herzog'un yönettiği "Dünyanın Soundaki Karşılaşmalar" (Encounters at the End of the World, 2007).